Çift Yönlü Aynalama
ÇİFT YÖNLÜ AYNALAMA
Terapi grubunda kişilerarası husumete yol açan birçok sebep vardır. Bu tür husumetlerin bazıları kişinin kendinde beğenmediği bazı özelliklerinin yansımaları olabilir. Grup terapisinde bazı üyelerin birbirlerinin düşüncelerini dinleyip saygı duymaları birçok zaman aylar alabilir. Aslında bu kişilerin o kadar az öz saygıları vardır ki, kendileri gibi kişilerin sunacakları değerli bir şey olmadığı düşüncesiyle ne o kişileri, ne de o kişileirn söylediklerini önemserler. Terapi grubunda transferans ve parataksik saptırma (kişinin karşısındakini gerçeğe göre değil, saptırılmış bir algıyla, kendi kişileştirmesine fantazisine göre değerlendirip ilişkiye girmesi) çoğunlukla düşmanlığa ve saldırganlığa yol açar. Kişiler karşılarındaki kişileri gerçeğe göre değil, kendi geçmişlerindeki ilişkileri ve halihazırdaki ihtiyaç ve korkuları yönünde saptırılmış bir şekilde algılayıp o doğrultuda ilişkiye girerler. Bazı zaman kişi karşısındakinde kendi hayatındaki önemli bir kişinin (anne, baba, sevgili gibi) bazı özelliklerini, yansımalarını görür. Bu saptırma negatif yönde olduğu zaman karşılıklı bir husumet kolaylıkla kendini gösterebilir.
Grup bir “aynalar geçidine” dönüşebilir, bu da düşmanca ve reddedici duygu ve davranışlara yol açabilir. İnsanlar hayatları boyunca utandıkları bazı özelliklerini ve arzularını bastırmış olabilirler; başka bir kişide bu özelliklere rastladıklarında bu kişiden kaçarlar veya o kişiye karşı güçlü ve açıklanamaz bir husumet duyarlar. Bu durum bazen bilinç düzeyine yakındır ve başkaları tarafından yönlendirmeyle kolayca açığa çıkabilir, ancak kimi zamansa çok derinlerde gömülüdür ve ortaya çıkması uzun zaman alır.
Yansıtıcı özdeşleşme, aynalamada yer alan bilinçaltı bir süreçtir. Burada karşıdaki insan, anlaşılmaz bir şekilde kişiyi iter veya çeker. Bu durum kişinin kendine ait olan ama sahiplenmediği bazı özelliklerini karşısındakine yansıtması sonucu ortaya çıkmaktadır. Yansıtıcı özdeşleşme hem kişinin kendi zihninde gerçekleşir hem de kişilerarası alana da yansır. Kişinin sahiplenmediği kendisi hem basit yansıtmadaki gibi karşısındakine atfedilip yansıtılır hem de o kişinin içine yansııtlır ve dolayısıyla karşıdaki kişinin de davranışları o yönde değişir. Yansıtan kişi kendi sahiplenmediği, reddettiği özellikleri ışığında karşısındakiyle ilişkiye girer – iğrenme, acıma, nefret gibi – ve bu ilişki tarzı da karşıdakinin davranışlarını değiştirir. Böylelikle yansıtıcı özdeşleştirmede, iki tane çarpıtıcı ayna karşılıklı gelir ve karşılıklı olarak yansıyan görüntülerin bir ileri bir geri zıplamasıyla çarpıtmalar arttıkça artar.